"Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın. "
Yeterince yaşamadığını hissettiğinde ölümü düşünmek her zaman çok daha ızdıraplı olur.
''Ben sırada bekleyen değil, sıraya sebep olan kişiyimdir.''
"Her şeye dair anılar, sonsuzluk uçurumunda süratle gözden yitiyor ..."
Açıklama bir yanılsamadır; bir serap, bir kurgu, teskin eden bir ninnidir. Açıklama herhangi bir varoluşa sahip değildir. Hatta gerçek adını söyleyelim: Ödleklerin, varoluşun rizikosunun, fütursuzluğunun ve değişkenliğinin yarattığı, o insanın betini benzini attıran korkuya karşı geliştirdikleri bir savunmadır.
"Tüm yaşamımı çalışarak ve ihtiyaç duyduğumdan daha fazla para kazanarak geçirmenin ne kadar anlamsız olduğunu düşünüyorum. Şu an yeterince şeye sahibim ama hız kesmeden devam ediyorum. Bugüne kadarki yaşam tarzımı düşünmek beni üzüyor. Daha iyi bir eş ve baba olabilirdim. Neyse ki hala vakit var."
Yaşanmamışlık ne kadar çoksa ölüm korkusunun da o kadar şiddetli olduğuna defalarca şahit oldum.
Ona sarılmak istedim ama aramızdaki uçurum , köprü kurulamayacak kadar genişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder